Sınav kaygısı öğrencinin performansını düşürüyor!
Her yıl milyonlarca öğrenci çeşitli sınavlara girerek geleceğini belirlemeye çalışıyor. Birçok öğrenci bu süreçte önemli sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Sınav kaygısı bu sorunların başında gelen ve öğrencilerin başarısını olumsuz etkileyen durumların başında gelmektedir. Aslında kaygı çeşitli durumlar karşısında gösterilen başarı için biraz gerekli olan bir davranış biçimidir. Okul yaşamımızda sınıfta kalma kaygısı bizi ders çalışmaya sevk eder. Burada zararlı olan hiç kaygı yaşamamak ya da aşırı düzeyde kaygı yaşayarak başarımızın düşmesine yol açmaktır. Bunu durumu şöyle bir örnekle açıklamaya çalışalım. Elimizde iyi bir araç mevcut ve bu aracı kullanmak için yeterli sürücülük becerisine sahibiz. Aracın hareket etmesi için direksiyona geçip çalıştırmak, uygun vitese atarak yol almasını sağlamak ve yol boyunca şartlara göre hızımızı ayarlayarak hedefe ulaşırız. Bunu amacımıza ulaşmak için ihtiyaç duyacağımız normal bir kaygıya benzetebiliriz. Bir iş yapmak isterken hiç kaygı hissetmemek aracın başına geçerek aracı çalıştırdıktan sonra vites ve gaz ayarlarını kullanmadan direksiyonda oturan sürücünün haline benzer. Araç çalışır ancak yol almaz. Aşırı kaygıda ise sürücü alelacele direksiyona geçer, aracı çalıştırır. Gaza fazla yüklenerek ani fren ve kalkışlarla yakıt tüketimini artırır, aracın kullanım ömrünü azaltır, hatalı sollama ve kural ihlalleri ile kazalara davetiye çıkarır ve çoğu zaman trafik cezalarına çarptırılır. Sonuç olarak kendisi, aracı ve çevresi için tehlikelere yol açar. İşte kaygının kontrolü bu nedenle gereklidir.
Sınav kaygısına neler yol açar?
Sınav kaygısına yol açan birçok neden vardır. Bunların en başında öğrencinin kendisinden kaynaklanan nedenlerdir. Öğrencinin kişilik özellikleri, zekâ kapasitesi, çalışma yöntemi, ruhsal sorunları, aile ve arkadaş çevresi ile ilgili sorunları, alışkanlıkları, beslenme tarzı sayılabilir. Ailesi ve çevresinden kaynaklanan nedenler ise ailenin kendisinden beklentileri, ailede ve sosyal çevresinde kendisine biçilen rol, arkadaş grupları ile diyaloglarıdır. Çevre şartları, dershane ve okul imkânlarından yararlanma düzeyi, sınava girilen sınıfın ısısı, gürültü vs. gibi etkenler etkili olabilir.
Olumsuz düşünme sınav başarısını etkiler mi?
Sınavda başarılı olmak için öncelikle başarılı olacağımıza inanmak gerekir. İnançlar yapmak istediğimiz bir işi sonuçlandırmak için en önemli belirleyicidir. Ancak sadece inanmak yeterli değildir. Üniversite sınavına müracaat eden ya da dershaneye kayıt yaptıran her öğrenci kazanmak istemektedir. Ama yıl içinde daha sistemli ve düzenli çalışan öğrenciler en başarılı sonuçları elde ederler. Her öğrenci farklı yetenek ve zekâ seviyesine sahiptir. Kimi öğrenciler az bir çalışma ile sonuç alabilirken bazıları daha uzun süreli çalışma ile ancak sonuca ulaşabilir. Ama çalışmayan ve yetersiz çalışan kişilerin başarılı olduğuna çok tanık olmayız. Kendimizi başkaları ile kıyaslamak bize çoğu zaman bir yarar sağlamaz, aksine olumsuz duygular oluşturarak hevesimizi kırar. Sınavda en başarılı olanlar buna en çok inanan ve bu inançları doğrultusunda çok çalışarak emek harcayanlardır.
Ruhsal durumumuz sınav başarımızı nasıl etkiler?
Ergenlik dönemi 9-10 yaşlarından başlayarak yirmi yaşına kadar süren bir süreçtir. Bu süreç sınavlara en çok hazırlanılan orta ve lise dönemini kapsamaktadır. Ergenlik dönemi birey, aile ve soysal çevre ile önemli sorunların yaşandığı; bireyselleşme ve sosyalleşmenin en hızlı olduğu önemli ruhsal sorunların yaşandığı dalgalı bir süreçtir. Bu süreçte başta depresyon olmak üzere çeşitli anksiyetebozuklukları ve madde kullanım sorunlarının sık yaşandığı bilinmektedir. Yaşanan ailesel çatışmalar, aile bireylerinde ölüm ve boşanma, okul değişiklikleri, okul ve arkadaş ortamında gelişen sorunlar, karşıt cinsle geliştirilen duygusal ilişkiler gencin ruhsal dengesini kolayca bozarak başarısında düşmelere yol açabilir. Beklenmeyen başarı düşüklüğü ve davranış değişiklikleri ebeveynler ve öğretmenler tarafından mutlaka dikkate alınmalı ve psikiyatristlerden destek alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki kaygı destek alınarak azaltılabilecek bir durumdur.